17 Kasım 2011 Perşembe

Bunun hesabını sorarım ben

Faik albayın travesti ile diyaloğunu, Harutyun'a anlattım diye albaydan bozuk yemiştim. Gerçi bir laf etmedi, ama bir soğukluk olmuştu artık. Hep de Harutyun'un ibneliğinden kaynaklanmaktaydı. Harutyun'dan durumu düzeltmesini istedim. Yaptığımız terbiyesizliği telafi etmeliydik.
2 gün sonrası için albayı meyhaneye çağırdı. Fedon Haldun'un şarkı söyleyeceği geceydi. Fedon'a benzediğinden öyle derdik. Onun gibi de giyinirdi. Sesi benzemezdi ama. Böyle Ajdar'ı daha çok andırırdı. Ama bunu söylemezdik yüzüne. Kalbini kırmaya da gerek yoktu. Efendi çocuktu, sonuçta.
Neyse gittik Harutyun'un mekana. Albay gene mesafeli. gözleriyle dövüyor resmen. Bu arada Harut da, garsonlara masayı donatmalarını söyledi. Mezeler falan geldi. Ben haydariyi önüme çektim. "Dokunan yanar" diye de ekledim. Albay gülümsemedi bile.
Fedon da kaptırmış turkce, yunanca şarkılar söyleyip duruyor. Belki yunanca değil, uyduruk bir şey. Araya "tikanis", "kali mera", "efkalisto" gibi kelimeler sıkıştırıp bizi yiyiyor.
Albay içiyor, Harutyun dolduruyor. Gözüme karşı masada oturan hatun ilişiyor. Bir yerden tanıdık geliyor. orjinalde kumral, lakin çakma sarışın. O da bana bakıyor. Masadaki muhabbetten kopmuştum. Zihnimi gereksiz yere bu kadın meşgul eder olmuştu. Hafiften gülümsedi. Zihnim meşgul olduğu için öküz modundaydim. Gülümsemesine karşılık veremedim. Uüzünü ekşitti. Masasındaki muhabbete geri döndü.
Bu arada albay da keyiflenmeye başlamıştı. Fedon Haldun'dan istek şarkıda bulundu. Candan Erçetin'in söylediği "Söz vermiştin" şarkısını istedi. Harutyun ile Fedon'nun yüzlerinde muzır bir gülümseme belirmişti. Işkillendim.
Fedon başladı yardırmaya. Gitarıyla, coştukça coşuyordu. Sonra birden şarkıyı söyle söyledi.
"çok mu fazla, bu Jitem
ağır değil mi hakeza
söyle kim fişletti beni sana
böyle yönetim olmaz"
Albay kıpkırmızı. ben "anaskym Haldun" diyorum içimden, ellerim şakaklarımda.
Birden hatunun kim olduğunu hatırladım. yanına gidip, kulağına "siz otobüste imdat götümü ellediler diye bağıran bayansınız" dedim. "Bayan değil kadın" diye cevapladı.
Albay ise, bağıra çağıra çıkışa doğru gidiyordu. çıkmadan evvel ekledi; "bunun hesabını sorarım ben!"

Hiç yorum yok: