29 Ocak 2012 Pazar

Mülakat

Uzun zamandır işsizdi. Hevesle aldığı, çerçeveletip duvara astığı diplomanın hayrını görmemiş olmanın sıkıntısı, kurdun elmayı kemirdiği gibi, içten içe kemiriyordu, Yusuf'u. Diploma da diploma değildi gerçi. Iktisati ekstern olarak okumuştu. Soranlara iktisat mezunu olduğunu söylüyor, ekstern kısmını es geçiyordu.
Clark Gable
Ama bugün değişikti, diğer günlere nazaran. iş görüşmesine gidecekti. Sebebi belirsiz bir güven duygusuyla kaplıydı. Onca başarısız, hatta okuduğu bölümle alakasız mülakatlara rağmen, bu güven duygusunun mantıklı bir izahı yoktu. Belli ki, o gün manik bir ruh hali içindeydi.
3 günlük sakalını kesmek için, banyodaki aynanın karşısına geçti. Kendinde bir karizma olduğunu düşündü. Aynadaki siluetine Clark Gable bakışları atıp, karizmasına karizma katıyordu. Sol gözünü kısıp sağ kaşını kaldırdı, sonra sağ gözünü kısıp sol kaşını kaldırmayı denedi lakin olmadı. Bazı insanlar her iki yönlü de yapabiliyordu o bakışı.
Yüzünü pek seviyordu. onun için tek kusur, dudaklarının yapısından dolayı bazen salyalarının akmasıydı. Konuşurken engel olamıyor, bazen salya ağzının kenarından akıveriyordu. Iş görüşmesine gitmeden hemen evvel, leblebi tozu yemesinin iyi olabileceğini düşündü.
Sakal traşını bitirdikten sonra, sadece iş görüşmelerinde giydiği siyah takım elbiseyi, özenle sakladığı muşambadan çıkardı. Okuldayken, siyah takımların mülakatlarda avantaj sağladığı gibisinden birşeyler okumuştu. Aslında nerede duyduğundan da emin değildi, lakin onun için bir doğma olmuştu bu.
En son 2 hafta evvel giymişti bunu. Fırçayla tozunu aldıktan sonra, muşambanın içinde nasıl tozlanmış olabileceğini düşündü. Fazla kafa yormadan, takımı giyip, ayna karşısında kendini kontrol etti. Bir de takım üzerindeyken Clark Gable bakışlarını attı, aynaya. Elleri çenesinde aynı pozu verirken, traş olurken es geçmiş olduğu bir kılı farketti. Kusursuz olamamıştı, sakal traşını. Traş bıçağından kurtulmuş tek kıl, mahfetmemeliydi gününü. Banyoya dönüp hesabını kesti onun da.
Alain Delon
Evden çıkıp, durdurmak için taksi bakındı. Harutyun, Yusuf'a Alain Delon gibi olduğunu söyledi. Alain Delon'un kim olduğundan emin olmamakla birlikte, kendisine iltifat edildiğinden emindi. Dudaklarını sağ tarafa kaydırarak, Bruce Willis gülümsemesiyle karşılık verdi kendisine yapılan iltifata. Bruce'un dudaklarını sağa mı, yoksa sola mı kaydırdığını düşündü kısa bir süre için. Önemli değildi.
Bir taksi durdurup, mülakatın olacağı adrese gitti. Kalın çerçeve gözlüklü sekreter, insan kaynakları müdürüne telefonla haber verdi. Sekreterin saplantılı ve menapoz evresi geçiren bir tip olduğunu düşündü. Evet, insanları değerlendirirken dış görünüşlerine göre karar veren bir yapısı vardı. Kalın çerçeve gözlük takıp saçları arkada toplayan kadınlar hem saplantılıydı, hem menapoz. Müdürün de böyle kişileri istihdam ettirdiği için zevksiz olduğuna kanaat getirdi.
Müdürün odasına girdiğinde, ceketinin onunu iliklememiş olduğunu farketti.  Müdür tokalaşmak için elini uzattığında, ceketini iliklemeyi tercih etti. Müdürün elini sıkarken Bruce Willis gülümsemesi attı. Pek bir samimiyetsiz bir gülümsemeydi. Yapay olduğu her yönden belliydi.  Müdür, oturması için sandalye koltuk karışımı objeyi işaret etti.
Müdür, asker emeklisiydi. Emekli binbaşıydı. Arkadaş torpili ile insan kaynakları departmanına müdür  olmuştu. Kişisel gelişim kitapları okuyarak kendini insan kaynakları konusunda geliştirmişti. En azından kendi öyle zannediyordu.
Masanın üzerinden, Yusuf'un daha evvel yolladığı CV'sini aldı. CV, pek tatminkar değildi açıkçası. Hobiler kısmına "porno seyretmek" yazılmış olması eğlenceli bir hava katmıyor da değildi hanı. CV'ye bakarken, nasıl sorular sorması gerektiğini düşündü. Kendi kafasından her görüşme için farklı sorular üretir, bir sorduğu soruyu bir daha sormazdı. Soracağı soruları bu sefer planlamamıştı. Belli ki başka şeylerle meşgul olmuştu. Biraz düşündükten sonra, babacan bir gülümsemeyle Yusuf'a baktı.
Işin niteliklerinden ve istihdam edilecek elemanda aranan özelliklerden bahsederken, aynı zamanda soracağı soruyu düşündü. Sorular, aklında şekillenmeye başlamışlardı.
- Biri size bakarak mastürbasyon yapsa, tepkiniz ne olur?
Yusuf soru karşısında afallamıştı. Nasıl cevap vereceğini düşünmek ve zaman kazanmak için, soruya soruyla karşılık verme taktiğine başvurdu.
+ Mastürbasyon yapan erkek mi, kadın mi?
Zaman kazandıracak tarzdan bir soru seçmediğinin farkına, hemen sorduktan sonra vardı. Cevabı iki seçenekten biri olacaktı zaten.
- Erkek.
Müdür, cevabı, soru cümlesi biter bitmez vermişti. Televizyondaki bilgi yarışmalarında, soru daha sorulurken cevabını bilen yarışmacı artistliğinde.
Yusuf terlemeye başlamıştı. Olayı tahayyül etmek bile istemiyordu. Ama soruyu cevaplaması gerekiyordu.
+ Yumruk atarım.
Müdür, bu cevabı beğenmemişti. takım çalışmasının iş yerindeki başarının anahtarı olduğundan bahsedip, şiddete meyilli insanlarla takım çalışmasının olamayacağından dem vurdu.
Yusuf yerinden kalktı. "Takım çalışmasına sokayım" dedi. Bunu söylerken gözleri dolmuş, kaderine isyan noktasına gelmişti.

Hiç yorum yok: