Uzun zamandır işsizdi. Hevesle aldığı, çerçeveletip duvara astığı
diplomanın hayrını görmemiş olmanın sıkıntısı, kurdun elmayı kemirdiği
gibi, içten içe kemiriyordu, Yusuf'u. Diploma da diploma değildi gerçi.
Iktisati ekstern olarak okumuştu. Soranlara iktisat mezunu olduğunu
söylüyor, ekstern kısmını es geçiyordu.
 |
Clark Gable |
Ama bugün değişikti, diğer günlere nazaran. iş
görüşmesine gidecekti. Sebebi belirsiz bir güven duygusuyla kaplıydı.
Onca başarısız, hatta okuduğu bölümle alakasız mülakatlara rağmen, bu
güven duygusunun mantıklı bir izahı yoktu. Belli ki, o gün manik bir ruh
hali içindeydi.
3 günlük sakalını kesmek için, banyodaki aynanın
karşısına geçti. Kendinde bir karizma olduğunu düşündü. Aynadaki
siluetine Clark Gable bakışları atıp, karizmasına karizma katıyordu. Sol
gözünü kısıp sağ kaşını kaldırdı, sonra sağ gözünü kısıp sol kaşını
kaldırmayı denedi lakin olmadı. Bazı insanlar her iki yönlü de
yapabiliyordu o bakışı.
Yüzünü pek seviyordu. onun için tek kusur,
dudaklarının yapısından dolayı bazen salyalarının akmasıydı. Konuşurken
engel olamıyor, bazen salya ağzının kenarından akıveriyordu. Iş
görüşmesine gitmeden hemen evvel, leblebi tozu yemesinin iyi
olabileceğini düşündü.
Sakal traşını bitirdikten sonra, sadece iş
görüşmelerinde giydiği siyah takım elbiseyi, özenle sakladığı muşambadan
çıkardı. Okuldayken, siyah takımların mülakatlarda avantaj sağladığı
gibisinden birşeyler okumuştu. Aslında nerede duyduğundan da emin
değildi, lakin onun için bir doğma olmuştu bu.
En son 2 hafta evvel giymişti bunu. Fırçayla tozunu
aldıktan sonra, muşambanın içinde nasıl tozlanmış olabileceğini düşündü.
Fazla kafa yormadan, takımı giyip, ayna karşısında kendini kontrol
etti. Bir de takım üzerindeyken Clark Gable bakışlarını attı, aynaya.
Elleri çenesinde aynı pozu verirken, traş olurken es geçmiş olduğu bir
kılı farketti. Kusursuz olamamıştı, sakal traşını. Traş bıçağından
kurtulmuş tek kıl, mahfetmemeliydi gününü. Banyoya dönüp hesabını kesti
onun da.
 |
Alain Delon |
Evden çıkıp, durdurmak için taksi bakındı. Harutyun,
Yusuf'a Alain Delon gibi olduğunu söyledi. Alain Delon'un kim olduğundan
emin olmamakla birlikte, kendisine iltifat edildiğinden emindi.
Dudaklarını sağ tarafa kaydırarak, Bruce Willis gülümsemesiyle karşılık
verdi kendisine yapılan iltifata. Bruce'un dudaklarını sağa mı, yoksa
sola mı kaydırdığını düşündü kısa bir süre için. Önemli değildi.
Bir
taksi durdurup, mülakatın olacağı adrese gitti. Kalın çerçeve gözlüklü
sekreter, insan kaynakları müdürüne telefonla haber verdi. Sekreterin
saplantılı ve menapoz evresi geçiren bir tip olduğunu düşündü. Evet,
insanları değerlendirirken dış görünüşlerine göre karar veren bir yapısı
vardı. Kalın çerçeve gözlük takıp saçları arkada toplayan kadınlar hem
saplantılıydı, hem menapoz. Müdürün de böyle kişileri istihdam ettirdiği
için zevksiz olduğuna kanaat getirdi.
Müdürün odasına girdiğinde,
ceketinin onunu iliklememiş olduğunu farketti. Müdür tokalaşmak için
elini uzattığında, ceketini iliklemeyi tercih etti. Müdürün elini
sıkarken Bruce Willis gülümsemesi attı. Pek bir samimiyetsiz bir
gülümsemeydi. Yapay olduğu her yönden belliydi. Müdür, oturması için
sandalye koltuk karışımı objeyi işaret etti.
Müdür, asker
emeklisiydi. Emekli binbaşıydı. Arkadaş torpili ile insan kaynakları
departmanına müdür olmuştu. Kişisel gelişim kitapları okuyarak kendini
insan kaynakları konusunda geliştirmişti. En azından kendi öyle
zannediyordu.
Masanın üzerinden, Yusuf'un daha evvel yolladığı
CV'sini aldı. CV, pek tatminkar değildi açıkçası. Hobiler kısmına "porno
seyretmek" yazılmış olması eğlenceli bir hava katmıyor da değildi hanı.
CV'ye bakarken, nasıl sorular sorması gerektiğini düşündü. Kendi
kafasından her görüşme için farklı sorular üretir, bir sorduğu soruyu
bir daha sormazdı. Soracağı soruları bu sefer planlamamıştı. Belli ki
başka şeylerle meşgul olmuştu. Biraz düşündükten sonra, babacan bir
gülümsemeyle Yusuf'a baktı.
Işin niteliklerinden ve istihdam
edilecek elemanda aranan özelliklerden bahsederken, aynı zamanda
soracağı soruyu düşündü. Sorular, aklında şekillenmeye başlamışlardı.
- Biri size bakarak mastürbasyon yapsa, tepkiniz ne olur?
Yusuf
soru karşısında afallamıştı. Nasıl cevap vereceğini düşünmek ve zaman
kazanmak için, soruya soruyla karşılık verme taktiğine başvurdu.
+ Mastürbasyon yapan erkek mi, kadın mi?
Zaman
kazandıracak tarzdan bir soru seçmediğinin farkına, hemen sorduktan
sonra vardı. Cevabı iki seçenekten biri olacaktı zaten.
- Erkek.
Müdür,
cevabı, soru cümlesi biter bitmez vermişti. Televizyondaki bilgi
yarışmalarında, soru daha sorulurken cevabını bilen yarışmacı
artistliğinde.
Yusuf terlemeye başlamıştı. Olayı tahayyül etmek bile istemiyordu. Ama soruyu cevaplaması gerekiyordu.
+ Yumruk atarım.
Müdür,
bu cevabı beğenmemişti. takım çalışmasının iş yerindeki başarının
anahtarı olduğundan bahsedip, şiddete meyilli insanlarla takım
çalışmasının olamayacağından dem vurdu.
Yusuf yerinden kalktı. "Takım çalışmasına sokayım" dedi. Bunu söylerken gözleri dolmuş, kaderine isyan noktasına gelmişti.